necip fazıl kısakürek / zindandan Mehmet'e Uyeols10
GÖNÜLLİMANİ PAYLAŞIM PLATFORUMUNA HOŞGELDİNİZ
GÖNÜLLİMANİ FORUM'dan Yararlanmak İçin Lütfen ÜYE Olunuz! İyi Forumlar...


Join the forum, it's quick and easy

necip fazıl kısakürek / zindandan Mehmet'e Uyeols10
GÖNÜLLİMANİ PAYLAŞIM PLATFORUMUNA HOŞGELDİNİZ
GÖNÜLLİMANİ FORUM'dan Yararlanmak İçin Lütfen ÜYE Olunuz! İyi Forumlar...

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    necip fazıl kısakürek / zindandan Mehmet'e

    Krizantem
    Krizantem
    ADMİNİSTRATOR

    ADMİNİSTRATOR


    Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 411
    Kayıt Tarihi Kayıt Tarihi : 12/11/09

    Yeni necip fazıl kısakürek / zindandan Mehmet'e

    Mesaj tarafından Krizantem Ptsi Mart 22 2010, 15:48

    Zindan iki hece Mehmetim lafta !
    Baba katiliyle baban bir safta!
    Bir de geri adam boynunda yafta
    Halimi düşünüp yanma Mehmed' im!
    Kavuşmak mı? Belki! Daha ölmedim!

    Avlu Bir uzun yol Tuğla döşeli,
    Kırmızı tuğlalar altı köşeli
    Bu yolda tutuktur hapse düşeli
    Git ve gel Yüz adım Bin yıllık konak
    Ne ayak dayanır buna, ne tırnak

    Bir alem ki, gökler boru içinde!
    Akıl almazların zoru içinde
    Üstüste sorular soru içinde:
    Düşün mü, unut mu, sus mu, konuş mu?
    Buradan insan mı çıkar, tabut mu?

    Bir idamlık Ali vardı, asıldı
    Kaydını düştüler, mühür basıldı
    Geçti gitti, bir kaç günlük fasıldı
    Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
    Bahçeye diktiği üç beş karanfil

    Müdür bey dert dinler bu gün 'maruzat'!
    Çatık kaş Hükümet dedikleri zat
    Beni Allah tutmuş kim eder azad
    Anlamaz; yazısız, pulsuz dilekçem
    Anlamaz ruhuma geçti bilekçem!



    Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil;
    Sayım var, maltada hizaya dizil!
    Tek yekün içinde yazıl ve çizil!
    İnsanlar zindan da birer kemiyet
    Urbalarla kemik, mintanlarla et

    Somurtuş ki bıçak, nara ki tokat;
    Zift dolu gözlerde kat kat
    Yalnız seccademin yüzünde şefkat;
    Beni kimsecikler okşamaz madem;
    Öp beni anlımdan, sen öp seccadem!

    Çaycı, getir ilaç kokulu çaydan!
    Dakika düşelim senelik paydan!
    Zindanda dakika farksızdır aydan
    Karıştır çayını zaman erisin;
    Köpük köpük, Duman duman erisin!

    Peykeler duvara mıhlı peykeler;
    Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
    Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler
    Duvar katil duvar, yolumu biçtin!
    Kanla dolu sünger beynimi içtin!

    Sükut kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
    Tek nokta seçemez Dünyadan nazar
    Yer yüzü boşaldı, habersiz miyiz?
    Güneşe göç varda kalan biz miyiz?

    Ses demir, su demir ve ekmek demir
    İstersen demirde muhali kemir,
    Ne gelirki elde kader bu emir
    Garip pencerecik, küçük, daracık;
    Dünyaya kapalı, Allah'a açık

    Dua dua, eller karıncalanmış;
    Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış
    Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış
    Bir soluk, bir tütsü bir uçan buğu
    İplik ki incecik, örer boşluğu

    Ana rahmi zahir şu bizim koğuş;
    Karanlığında nur, yeniden doğuş
    Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
    Sen bir devsin yükü ağırdır devin!
    Kalk ayağa dim dik doğrul ve sevin!

    Mehmed'im sevinin başlar yüksekte!
    Ölsekte sevinin, eve dönsek de!
    Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
    Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
    Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir

      Forum Saati Cuma Mayıs 10 2024, 11:07