Kalp,karışık bir damar sistemine bağlı , yumruk büyüklüğünde bir kastır.Bu damarlar (atardamar,toplardamar,kılcaldamarlar) kanı oksijenle zenginleştirerek yenilenmesi için kalpten akciğerlere kadar taşırlar.Bundan sonra vücut’un en ücra köşelerine kadar her organa götürürler.Böylece yaşamak için gerekli her türlü besini iletmiş olurlar.Bu merkezden yani kalpten çevreye doğru yapılan gidiş yolculuğunda atardamarlar, çevreden merkeze doğru yapılan dönüş yolculuğunda ise toplardamarlar görev alırlar.Atardamarların sonunda ve toplardamarların başlarında kılcal damarlar bulunur.Bu damarlara kılcal denmesinin sebebi ,kıl gibi ince olmalarındandır.
Kalp miyokard denilen sık bir adale tabakasından oluşmuştur.Bunun perikard denilen parlak bir zarla dışı, endokard denilen bir başka zarla da içi çevrelenmiştir.Kalbde 4 bölüm vardır:İki üst boşluk kulakçık ,iki alt boşluk ise karıncıklardır.Kulakçıklarla karıncıklar arasında kan akışını sağlayan kapakçıklar vardır.Solda mitral kapakçık,sağda triküspit kapakçık bulunur.Sağ karıncık, bir kapakçık sistemiyle akciğer(polmoner) atardamarına boşalır, sol karıncık aort kapakçığıyla aort damarına boşalır.
Kalbin her kasılmasında (sistol) kan bol miktarda atardamar sistemine dolar , her gelişmesinde (diyastol) kan tekrar kalbi doldurur, böylece tekrar dolaşıma başlalamak için hazırlanır.Bu şelide en küçük ve en uç organlar bile oksijen ve besin almış ve artıklarınıda bırakmış olurlar.Bu arada, kalp ve ona yakın bütün organlar da kanla yıkanmış olur.Kapte, onu besleyen damarlar koroner damar adını alırlar.Zira kalbi tıpkı bir taç (corrona) gibi çevrelerler.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Kalp hastalıkları ağrı, göğüs sıkışması, [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.], [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.], nefes darlığı, [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] duygusu ve ender olarak ateş gibi çeşitli belirtilerle kendini belli ederler. Bütün bu gibi şikâyetler karşısında hemen bir kalp hastalığı endişesi belirir. Kalbin çalışma kapasitesindeki azalma derecesine göre kalp hastalıkları 4 sınıfa ayrılmaktadır.
I. sınıftan olanlarda bir kalp hastalığının varlığına karşılık kendilerinin hiçbir şikâyetleri yoktur.
II. sınıftan olanlarda günlük hareketler dışında fazla bir hareket veya çalışmadan sonra şikâyetler başlar.
III. sınıfta bulunan hastalar günlük alışılmış hareketler sırasında bile [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] veya [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gibi şikâyetlerde bulunurlar.
IV. sınıf kalp hastaları ise yattıkları yerde bile rahat olmayan, çeşitli şikâyetleri bulunan kimselerdir. Kalp hastalıklarında ağrı. [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]nda, angına pektoriste, kalbin perikard denilen dış zarının [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]sında (perikardit) cok görülen bir belirtidir.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] (hipertrofi) veya genişlemesi (dilatasyon) kalbin bazı boşluklarına veya bütününe ait olabilir. Kalp kapaklarına ait bozukluklar (mitral stenozu, triküspid stenozu), kalbin bir yük altında kaldığı [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] (aort stenozu, aort koarktasyonu, hipertansiyon) veya kalp adalesinin iltihabi olmayan [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]ında (kardiyemiyopatiler) bu şekilde bir büyüme meydana gelebilir.
Bazı sporcularda da kalp fizyolojik olarak büyüyebilir. [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] en iyi röntgen filminde ve kalp elektrosunda (EKG) tespit edilebilir. Bazı durumlarda apeks denilen kalbin uc kısmının göğüs duvarına vuruşu (choc endome) gözle bile görülebilir. Kalp vuruşlarının hasta tarafından rahatsizlik hissi ile beraber duyulmasına çarpıntı (palpitaticn) denir. Kalbin çalışmasında hızlanma (taşikardi) veya azalma (bradikardi) kuvvetli çarpma veya ritm bozuklukları (aritmi) olabilir. Her çarpıntı hissi kalp hastalığının varlığını göstermez. Ateşli hastalıklarda, hipertiroidi vakalarında, korku, heyecan ve yorgunluklardan sonra da çarpıntı olabilir. Kahve, cay, tütün gibi içkiler ve bazı ilaçlar (adrenalin, aminofilin, efedrin, ksantin v.b.) da çarpıntı yapabilir. [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] denilen [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] olayı nabız saymak veya [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ile incelenir.
Nabzın yavaşlaması yani bradikardi de vagotonik denilen kimselerde, şiddetli kolik ağrıları sırasında, [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]da, miyokard infarktüsünde ve bazı [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bloklarında görülebilir. Nabzın düzensiz atması halinde yani aritmi bulunduğunda kalp elektrosu çekmek gereklidir. Ancak çocuklarda, gençlerde görülen sinusal aritmiler fizyolojik olabilir.
Ekstrasistol denen bir düzensiz vuruş şekli daha vardır ki heyecan anında, yorgunluklarda, fazla cay, kahve, [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] içenlerde, ilaç (dijital) alan kimselerde görülebilir.
Ekstrasistolun bir mitral darlığına bağlı olup olmadığını anlamak için kalp elektrosu çektirmek yararlıdır.
Boyun damarlarının dolgunluğu veya dışarıdan görünür şekilde atması yani pulsasyon görülmesi de bazı kalp hastalıklarının önemli bulgularındandır
Kalbin[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] denilen aletle dinlenmesi veya fonokardiyografi denen aletle yazdırılmasının, doktorlara kalbin özellikle kapak darlıklarını veya yetmezliklerini teşhis etmede yardımı büyüktür.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]nın, özellikle doğuştan yapı kusurlarının (konjenital defekt) anatomik teşhisinde damar içine kontrast madde verilerek çekilen röntgen filmleri yani anjiyokardiyogramların cok faydası vardır. Bu amaçla iyotlu kontrast madde damar içinde sokulan kateter denilen cok ince borular aracılığıyla verilmektedir. Bu kateterler, muayenesi yapılmak istenen kalp boşluğuna kadar sokulmakta ve saniyede 12 film alan makinelerle filmler çekilebilmekte, kan örnekleri alınabilmekte, hastalığın değerlendirilmesi yapılabilmektedir.
Son senelerde gittikçe yayılan bu ileri yöntemlerin yardımıyla birçok kalp hastalığının teşhis ve tedavisi mümkün olmakta ve acık kalp ameliyatları yapılmaktadır.
Bunlara Dikkat Edin:
■[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]nız İçin gerekli bir [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öyle sandığınız gibi çok zor değil. Hamur, ekmek, bisküvi ve dondurmayı belirli oranlarda yemeye devam edebilirsiniz,
■ Kırmızı et yerine tavuk ve balık gibi beyaz eti tercih edin.
■ Uzmanlar öğünlerde 1 bardak şarabın zararlı olmayacağını belirtiyorlar. Ancak bol kalori içeren yüksek alkollü diğer içkilerden kaçının.
■ Kalbinizi koruyabilmek için eczanelerde kolaylıkla bulabileceğiniz balık yağı haplarından içebilirsiniz.
■ Gıdanıza dikkat etmenin dışında düzenli bir şekilde spor yapın. Seçtiğiniz sporların fazla zorlayıcı olmamasına dikkat edin. Örneğin yürüyüşler yapabilir, bisiklete binebilir veya jimnastik yapabilirsiniz.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Vücudumuzda gerekli oksijen ve besin maddelerini taşıyan kalbimiz bu görevini yerine getiremediği zaman gerek bizzat kendisinde gerekse diğer ograniarda birtakım bozukluklar yapar. Bunlar hastalık belirtileri olarak hastaların şikayetine sebep olur.
Genel olarak hastalarda görülen en sık şikayetler (hastalık belirtileri) şunlardır: göğüs ağrısı, nefes darlığı, çabuk yorulma, çarpıntı, öksürük, el ve ayaklarda morarma, baş ve ense ağrıları, baş dönmesi, bayılma, ayaklarda ve karında şişme, halsizlik, eklem ağrıları.
Aşağıda söz edeceğimiz bu belirtiler bazen kalpte hiçbir hastalık olmadan da ortaya çıkabilir. Bunlar psikolojik nedenlere bağlıdır. Bu belirtilerin bir kalp hastalığına ait olabileceğini okuyan bir kişi kendi kendine teşhis koymamalıdır. En kısa zamanda bir hekime başvurup gerekli kontrolünü yaptırmalıdır. Bu belirtilerin gerçekten bir kalp hastalığına bağlı olup olmadığı uzman bi hekimin muayenesi ve kontrolleri sonucu ortaya çıkacaktır.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
GÖĞÜS AĞRISI
Kalp hastalıklarının en önemli belirtilerinden biridir. Ancak göğüs ağrılarının hepsi kalp ağrısı değildir. Bu ağrılar göğüste bulunan diğer organlara da ait olabilir. Mesela (kaslar, kaburgalar ve sırt kemiklerine) göğüste, göğsün ortasında ve sol tarafta duyulan ağrıların önemli bir kısmı koroner arter hastalıklarıyla ilgilidir. Bu ağrının özellikleri koroner arter hastalıkları bolümünde ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır.
Göğüste duyulan kalbe ait ağrıların bir kısmı kalp zarıyla ilişkilidir. Kalp zarının hastalıklarında hissedilir. Bu ağrı devamlıdır. Nefes alıp vermekle, göğsün hareketleriyle artar. Genellikle ateş, nefes darlığı ve çarpıntıyla birlikte görülür. Akciğer zarı hastalıklarında da aynı tipte bir ağrı vardır.
Göğüste duyulan kalp ve damarlara ait başka bir ağrı da ana atardamar yırtılmalarında görülebilir. Bu takdirde ağrı çok şiddetlidir. Hasta damar yırtılmasını, yırtılma şeklindeki ağrıyı net bir şekilde hissedebilir. Ağrıyla birlikte hastada ayrıca ana atardamar yırtılmasını gösteren terleme, morarma ve arter basıncında düşme, fenalık hissi, bayılma, kol ve bacaklarda morarma görülür Genellikle ölümle sonuçlanır.
Göğüste duyulan bıçak saplanır tarzdaki her ağrı damar yırtılmasını göstermez ve ayrıca ana atardamar ve dalları kolaylıkla yırtılmaz. Genellikle yaşlı, arter basıncı yüksek ve damarlarında hastalık olan damarların esnekliğini, kaybettiği, damar sertliği, hipertansiyon gibi hallerde görülür.
Ana akciğer damarı ve dallarının bir pıhtı sonucu tıkanmasında göğsün ortasında şiddetli bir ağrı olur. Ağrıyla beraber öksürük, kanlı balgam, terleme, çarpıntı ve morarma vardır.
NEFES DARLIĞI
Nefes darlığı hastanın güçlükle nefes alıp vermesi demektir. Solunum güçlüğüdür. Normal bir kişi alışık olmadığı veya sık sık yapmadığı bir işi ilk defa yaptığında fazla soluma ihtiyacı duyabilir. Normalden daha derin ve sık nefes alır. Özellikle şişmanlar, yaşlılar ve günün önemli bir kısmını oturarak ve masa başında geçirenler ve kadınlar mevcut iş kapasiteleri arttığında fazla solunum ihtiyacı hissederler. Bu bir hastalık belirtisi değildir. Kalp hastalıklarında görülen nefes darlıkları genellikle eforla ortaya çıkar, dinlenmeyle geçer. Gece gelen ve uykudan uyandıran nefes darlıkları olabilir. Genellikle nefes darlığıyla birlikte çarpıntı ve öksürük görülür.
Nefes darlığı kalp hastalıklarında olduğu gibi çok çeşitli solunum sistemi hastalıklarında, kansızlıklarda, sinir sistemi hastalıklarında da görülebilir.
ÇARPINTI
Kalp atışlarının rahatsızlık verecek şekilde hissedilmesilmesine çarpıntı adı verilir. Kalp ritminin hızlanmasında hasta, kalbinin kuş gibi çırptığını hisseder. Bazen de ritmin yavaşlamasında çarpıntı hissedilebilir. Kalpte ekstrasistol denilen ek atımlar bir yuvarlanma şeklinde hissedilir.
Bazı çarpıntılar, krizler halinde gelir. Krizler kendiliğinden geçebildiği gibi, çok uzun sürebilir ve mutlak tedaviyi gerektirebilir. Çarpıntı hisseden hastanın kendisi veya bir yakını o sırada nabzı kontrol ederek dakikadaki kalp ritmini sayabilirler. Kalp ritminin sayısı ve düzenli olup olmadığı nabız kontrolüyle tespit edilebilir ve bu şekilde hekime ve tedaviye yardımcı olunabilir. Nabız, el bileğinin iç kısmında başparmak hizasında kolaylıkla bulunur.
15 dakika ve daha uzun süren çarpıntı hissedildiğinde en yakın hastane veya hekime başvurularak elektrokardiyografi çekilmeli ve o sırada kalp ritmi tespit edilmelidir. Çarpıntı sırasında fizik muayeneyle ve elektroda görülen kalp ritmi özellikle hastalığın teşhis ve tedavisinde yararlı olacaktır.
Normalde nabız sayısı (kalp ritmi) erişkin bir insanda dakikada 60-80′dir. Heyecanla, egzersizle, hamilelikte, ateş yükselmesinde bu sayı yükselir. Ayrıca çeşitli kalp hastalıklarında, tiroit bezinin fazla çalışmasında, iltihabî hastalıklarda, hipertansiyon krizlerinde, solunum sistemi hastalıklarında insan çarpıntı hissedebilir.
Hekim kontrolü olmadan çarpıntı gidermek için alınacak i-laçlar tehlikeli olabilir. Bu ilaçlar gelişgüzel alınmamalıdır. Bazı tür çarpıntıları elerin nefes alıp içerde 8-10 saniye tutmakla, ıkınmakla, öksürükle geçebilir.
ÖKSÜRÜK
Kalp hastalıklarında görülen öksürük7eforla ve kesik kesiktir. Hırıltılı solunum, çarpıntı ve nefes darlığı da genellikle beraberdir. Öksürükle beraber balgam çıkarabilir. Balgam köpük şeklindedir; içinde taze kan mevcut olabilir. Geceleri uykudan uyandıran ve kalkıp oturmakla geçen öksürük, kalp yetmezliği belirtisi olabilir.
MORARMA (SİYANOZ)
Ağız ve dudaklar, dil, parmak uçlarının morumsu bir hal alması doğumsal kalp hastalıklarında ve kalp yetersizliklerinde sık görülür Kanın iyi oksijenlenmediği veya kirli kanla temiz kanın kalpteki mevcut delikler aracılığıyla birbirine karışması sonucu ortaya çıkar. Küçük bir çocukta görüldüğünde doğumsal bir kalp hastalığı aranmalıdır.
BAŞ VE ENSE AĞRILARI
Arter basıncının çok yükselmesinde veya aksine düşmesinde baş ağrısı sıklıkla görülür. Arter basıncının anî yükselmesinde şiddetli baş ağrısıyla birlikte bulantı da ortaya çıkar. Hipertansiyonu olan kişilerin genellikle sabah uyandıkları zaman baş ağrısı ve baş dönmesi şikâyetleri olur. Kalp yetersizliklerinin ileri devrelerinde toplardamarlarda kan birikmesine bağlı baş ağrıları vardır.
Güneş altında çok fazla kalındığında, güneş çarpmalarında, şiddetli baş ağrısı, çarpıntı, kan basıncında düşme ve ateş yükselmesi olur.
BAŞ DÖNMESİ
Kalp hastalarının birçoğunda başta bir sersemlik, dolgunluk hissi şeklinde baş dönmeleri olur. Genellikle bunun sebebi beyne az kan gitmesidir. Kalp hastalıklarında kullanılan ilaçlar özellikle hipertansiyonda kullanılan ilaçlar arter basıncını çok düşürdüklerinde hastalar birden ayağa kalktığında baş dönmesi hissederler.
BAYILMA (SENKOP)
Kalp hastalıklarına bağlı bayılma kısa sürelidir ve geriye dönebilir. Bazı insanlar, kan gördüklerinde veya damardan, kalçadan iğne yapılırken, kan aldırırken veya küçük bir cerrahî müdahale sırasında, üzüntülü bir haber alındığında veya çok şiddetli bir ağrı sırasında hemen bayılırlar.Hastanm rengi solar, hafif terleme başlar, nabız yavaşlar, zayıflar ve ayakta duramaz, bayılır. Böyle bir hasta düz bir yere yatırılmalı ve ayaklar yukarıya kaldırılmalıdır. Bu yapıldığında hasta kısa sürede ayılır ve her şey normale döner. Bu olay, kişinin damar sisteminin aşırı hassasiyeti sonucu gelişir. Ancak yine bir hekim tarafından görülmeli ve bayılma sebebi kesin olarak araştırılmalıdır.
Çeşitli kalp hastalıklarında, mesela aort damar kapağının darlığı ve yetersizliğinde, çok hızlı ve uzun süren çarpıntılardan sonra, doğumsal kalp hastalıklarında, kısa süreli bayılmalar o-labilir.
Bayılmanın en önemlisi kalp durmasından kaynaklanan bayılmadır. Bu durum kalpteki elektriksel uyarının çıkmaması veya iletimindeki bozukluk (blok) .sonucu gelişir. Kalpte karıncıklarda kasılma (sistol) durduğunda kan dolaşımı durur. Kan basıncı düşer. Gözler kararır, hasta birden fenalaşır, renk beyazlaşır. Bu sırada nabız yoktur. Hasta ayaktaysa yere düşer. Kalp durması 10 saniye kadar sürerse şuur kaybolur.Hastada kasılmalar, istem dışı kol ve bacak hareketleri başlar; idrar kaçırır; 1-1,5 dakika içinde kalp yeniden çalışmaya başlarsa renk birden düzelir. Hastanın yüzü pembeleşir, şuur geri gelir. Hasta ayağa kalkar ve hiçbir şey olmamış gibi işine devam eder. 2 dakikayı geçen kalp durmaları müdahale edilmezse ölümle sonuçlanır. Birkaç saniye süren durmalarda ise hasta kısa bir fenalık hissi ve sendeleme geçirir, kısa sürede düzelir. Sebebi ne olursa olsun her türlü baş dönmesi, sendeleme, fenalık hissi ve bayılma şikayeti olanlar mutlaka bir hekime görünmelidir. Çoğu defa bu hastalar kısa sürede iyileştikleri için bu durumu önemsemezler. Genellikle yaşlı ve yüksek tansiyonu olan kişiler olduklarından bu durum arter başmandaki değişikliğe bağlanır ve hekime müracaat edilmez. Halbuki çok tehlikeli ve hayatî önemdeki bu geçici durumlar, konulacak bir kalp piliyle (pace maker) düzeltilebilir.
Bayılan bir kişi görüldüğünde hasta hemen düz bir yere yatırılmalı ve ayakları yukarı kaldırılarak çene arkaya itilmelidir. Hemen hastanın nabzına bakılmalıdır. Nabız alınamadığı durumda hastanın göğsüne 1 -2 kez şiddetli bir yumruk vurulması bazen faydalı olabilir. Bu tür bir hastayı en yakın bir hastaneye götürmek daha uygundur. Ancak bu hastanın hastaneye gidinceye kadar kaybedilmemesi için kalp masajına ve sunî solunuma ihtiyacı olabilir.
kalp krizi
Kalbin yeteri kadar oksijen alamayarak ölmesine kalp krizi (miyokard enfarktüsü) denir. Kalbimiz günlük yaptığımız işe göre bazen daha fazla bazen daha az oksijene ihtiyaç duyar. Oksijeni kalbin kendi damarları yani koroner damarları getirirler. Eğer koroner damarlarda bir tıkanıklık veya daralma söz konusu ise kalp yeteri kadar oksijen alamaz, beslenemez. Beslenemeyen kalp dokusu ölür, işlevini yitirir ve kanı pompalayamaz hale gelir. Sonuç olarak ölümcül bir tablo olan kalp krizi ortaya çıkar.
Kalp krizi geçirmiş kimselerde ölen dokunun yerine yenisi gelmez. İşlevsiz bir yara tabakası oluşur. Yani kalp krizinin verdiği hasar geridönüşü olmayan bir hasardır.
Kalp krizine neden olan koroner damar tıkanıklığının en önemli sebebi “atheroskleroz”dur. Atheroskleroz, damarlarının içine yağ birikintilerinin oturması demektir. Sigara içenlerde ve kolesterolü yüksek kimselerde bu birikintiler sinsice büyürler ve zamanla koroner damarı tamamen tıkarlar. Sonuçta kalbin beslenmesi bozulur ve kalp krizi meydana gelir.
Gençlerde kalp krizi çok nadirdir. Olası nedenler şöyledir:
# Vücudun herhangi bir yerinde oluşan bir pıhtının koroner damarlara ulaşıp aniden tıkaması
# Kalp kapakları hasarlanmış kimselerde kapalçıktan kopan parçaların koroner arterleri tıkaması
# Vaskülitler, kronik hastalıklar
# Kokain kullanımı gibi nedenler olabilir.
Kalp Krizinin Belirtileri Nelerdir?
# Göğüste tam yeri belli olmayan sıkışma hissi veren bir ağrı olur.
# Bu ağrı sol kola ve çeneye doğru yayılır
# Ağrı hareket etmekle artar, dinlenirken azalır, fakat geçmez. Ağrı yarım saatten uzun sürer.
# Ağrıyla birlikte soğuk soğuk terleme ve mide bulantısı vardır.
# Nefes darlığı olur.
Bazı insanlarda belirtiler çok gizli olabilir. Örneğin diyabet hastaları hemen hemen hiç ağrı duymazlar ve sadece nefes darlığı ve soğuk terleme şikayetleri olur. Bazı hastalarda mide ülseri veya pankreatit ağrısıyla kalp krizi ağrısı karıştırılabilir, ülser lehine yanlış yorumlanabilir.
Ne yapmak gerekir?
Bu belirtilerle karşı karşıya kaldığınızda derhal bir yere oturup dinleniniz ve hemen bir sağlık kuruluşuna ulaşmaya çalışınız. Dışarıdaysanız cep telefonuyla yardım isteyiniz. Kesinlikle yürümeye veya merdiven çıkmaya devam etmeyiniz. Çünkü aktiviteye devam etmek zaten oksijen alamayan kalbinizin oksijen talebini daha da artıracaktır.
Son zamanlarda kalp krizi geçirildiğinin anlaşılması halinde bir-iki defa kuvvetlice öksürerek krizde oluşan ritm bozukluğunun düzeltilebileceğini ileri süren yayımlar çıkmıştır, ancak böyle bir yaklaşımın etkinliği henüz tam olarak kanıtlanamamıştır.
Kalp Krizi Geçirme Riskim Var mı?
Kalp hastalıkları açısından risk arzeden durumlar şunlardır:
# Sigara içmek
# Kan lipidlerinin (kolesterol, trigliserid) düzensiz olması
# Diyabet Hastalığı
# Obezite
# 65 yaşını geçmiş olmak
Yukarıdakilerin kaç tanesi yaşamınızda varsa kalp krizi size o kadar yakın demektir. Ancak korkmayın, bu risklerin bazılarını kendinizden uzaklaştırabilirsiniz. Örneğin sigarayı bırakabilirsiniz. Doktorunuzun verdiği tavsiyelere uyarak lipid ve diyabet ilaçlarınızı düzenli kullanabilirsiniz. Hergün düzenli egzersiz yapıp aktivitenizi artırabilirsiniz ve bu risklerin çoğundan uzaklaşabilirsiniz.
Unutmadan ilave edelim; düzenli egzersiz yapmak, ayda bir defa halı sahada arkadaşlarla buluşup maç yapmak değildir. Böylesi düzensizce yapılan sporlar antremana hazır olmayan kalbi yorar. Bir uzmandan yardım alarak düzenli spor yapmanızı tavsiye ederiz.