Damar Uyeols10
GÖNÜLLİMANİ PAYLAŞIM PLATFORUMUNA HOŞGELDİNİZ
GÖNÜLLİMANİ FORUM'dan Yararlanmak İçin Lütfen ÜYE Olunuz! İyi Forumlar...


Join the forum, it's quick and easy

Damar Uyeols10
GÖNÜLLİMANİ PAYLAŞIM PLATFORUMUNA HOŞGELDİNİZ
GÖNÜLLİMANİ FORUM'dan Yararlanmak İçin Lütfen ÜYE Olunuz! İyi Forumlar...

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Damar

    CooL
    CooL
    ADMİNİSTRATOR

    ADMİNİSTRATOR


    Yaş Yaş : 38
    Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 1384
    Kayıt Tarihi Kayıt Tarihi : 09/05/09

    Yeni Damar

    Mesaj tarafından CooL C.tesi Ara. 12 2009, 12:57

    Damar Nedir
    kan,
    [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dolaşım sisteminin organlarındandır. Görevi kanı vücudun farklı bölümlerine taşımak olan [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] farklı türleri vardır. Temel kan [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tipleri [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] arter [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] toplardamarlardır ven. Atardamarlar kanı kalpten alıp vücudun farklı bölümlerine taşırken, toplardamarlar vücudun farklı bölümlerinden kanı [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] taşırlar. Bununla birlikte iki istisna mevcuttur: pulmoner arter kirli [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] pulmoner ven ise temiz kan taşır. Vücuttaki en büyük [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendisi aracılığıyla tüm vücuda doğru pompalandığı [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] atardamarıdır. Vücutta bulunan her organın en az bir tane temiz kanı kalpten getiren ve birden fazla kirli kanı kalbe götüren [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] vardır. [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] vücudundaki [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] toplam uzunluğu 100.000 km kadardır
    [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Tüm kan [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aynı temel yapıya sahiptir. Endotelyum, en içteki tabaka, bağ [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çevrilidir. Bu [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] etrafında ise adventitia olarak bilinen ilave bir bağdoku daha bulunmaktadır ki bu dokuda [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tabakasına yardımcı olan sinirlerle birlikte, eğer damar büyük bir kan [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] besleyici kılcal [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bulunur.
    Kılcal damarlar yapılarında bir endotelyum tabakasından ve nadiren bağdokudan biraz daha fazlasına sahiptirler.
    Tipler Çeşitli kan damarı tipleri bulunmaktadır Arterler Atardamarlar Aort en büyük arter, kanı
    [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dışına taşır [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dalları, örneğin karotid arter, subklavyan arter, truncus coeliacus, mezenterik arterler, renal arter ve iliyak arter. Arteriyoller Atardamarcıklar Kılcal damarlar en küçük kan damarları Venüller Toplardamarcıklar Venler Toplardamarlar Büyük toplayıcı damarlar, örneğin subklavyan ven, jugular ven, renal ven ve iliyak ven
    Venae cavae Vena kava iki en büyük ven, kanı kalbe taşırlar Bunlar kabaca arteryal ve venöz olarak gruplandırılabilirler ki bu kanın damarda kalbe doğru mu kalpten uzaklaşarak mı ilerlediğine bağlıdır. Bununla birlikte “arteryal kan” terimi yüksek seviyede
    [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ihtiva eden kan anlamında kullanılır ve venöz kan da tam tersi şekilde tanımlanır. Yine de, örneğin pulmoner arter “venöz kan” taşırken, pulmoner ven oksijen bakımından zengin kan taşır.
    [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kan damarları aktif biçimde kanın taşınmasında yer almazlar fark edilebilecek peristaltizme sahip değillerdir, fakat arterler – ve bir seviyeye kadar venler – kas tabakasının kasılması suretiyle kendi iç çaplarını kontrol edebilirler. Bu da [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] akan kan miktarını etkiler ve otonom [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tarafından kontrol edilir. Ayrıca vazodilasyon ve vazkonstriksiyon termoregülasyon teknikleri olarak antagonistik biçimde yani sıcaklıktaki değişikliğe karşı olarak gerçekleşir.
    kan tarafından taşınan en önemli besin
    [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kan hücrelerineki hemoglobine bağlanarak taşınan oksijendir. Pulmoner arter dışındaki tüm arterlerde, hemoglobin yüksek oranda %95-%100 [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] doymuştur. Pulmoner ven dışındaki tüm venlerde ise, hemoglobin yaklaşık %70 seviyesinde doymamış hâle gelir. Değerler pulmoner dolaşımda terstir.
    Vazokonstriksiyon kan damarlarının, duvarlarındaki vasküler düz kasın kasılmasıyla, konstriksiyonu yani kısılması, enine kesit alanının küçülmesidir ve vazokonstriktörler tarafından kontrol edilir. Bunlara parakrin etmenler ve nörotransmitterler dahildir.
    Benzeri bir mekanizmayla, tersi olan vazodilasyon da kan damarları tarafından gerçekleştirilebilir. Vazodilatörlerce kontrol edilen vazodilasyonda, iç çap genişletilir. En önemli vazodilatör nitrik oksittir.
    [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Organların canlılığını ve fonksiyonlarını koruyabilmesi için onları besleyen kan akımının düzgün ve sürekli olması gerekir. Bu yüzden damarlardaki en ufak tıkanıklıklar ciddi sorunlara [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] açabilmektedir. Yaşlanma, diyabet, toksik [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] vücutta birimi hareketsizlik gibi unsurlar ve bazı [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dışı hastalıklar [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daralmalara ve tıkanmalara sebep olabilir. Arteri tıkanan organın tamamı veya beslenemeyen kısmı gangren olur ve fonksiyonlarını yitirir. Daha az görülen ven tıkanıklıklarında ise tıkanmanın yaygınlığına göre az veya çok [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bozuklukları ortaya çıkar.
    damar
    [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] arterlerin, venlerin ve [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] damarlarının tıbbi ve [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hastalıklarıyla ilgilenen tıbbi bölümdür.
    Tıkanma ve darlıklarda,
    [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] anjioplastisi ve stent uygulamaları, emboli tıkanmalarında ve damar sertliğine bağlı tromboz oluşumlarında [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ile tıkanıklıkların giderilmesi, anevrizma tedavisinde cerrahi ve endovasküler greft uygulamaları, [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] toplardamar tıkanmalarında pıhtılaşmayı önleyici [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uygulamaları, pıhtı eritici tedaviler damar cerrahisinin başlıca ilgilendiği konuları oluşturur.
     
     
    Kalp ve damar hastalıkları Belirtileri, sebebleri,bitkisel çözümleri

    Beslenme hataları
    Kalbe zarar veren şeylerin devamlı ve fazla miktarlarda kullanılmasıdır. Başlıcaları şunlardır :

    1. Alkol : Kan damarlarının iç tabakasını eriterek, kanın damarlardan dokular arasına sızmasına yol açar.
    2. Alkoloidler : Başlıcaları çay, kahve, kakao ve sigaradır. Bunlar, kalp ve damarlar üzerinde çok fena etki yaparak, onları vakitsiz yıpratırlar. Sinir sistemini etkileyerek, kalbin ritmini bozarlar. Ayrıca, kandaki kolesterolün, damarların iç yüzeyine yapışmasına ve damarların daralmasına, dolayısıyla yüksek tansiyona ve damar sertliğine neden olurlar. Sigara, kanı zehirleyerek, kalbin daha fazla çalışmasına ve dolayısıyla yorulmasına yol açar.
    3. Et ve mamülleri : Özellikle yağlı etler, kolesterol ihtiva ettikleri için zararlıdır. Kandaki üre miktarını artırarak, kalbin yorulmasına neden olurlar.
    4. Beyaz ekmek ve şeker : Bunlar, kanın katılaşmasına ve dolaşımın yavaşlamasına neden olurlar. Dolayısıyla kalbin daha çok zorlanmasına yol açarlar.

    Hava kirliliği
    Teneffüs edilen hava ne kadar kirli ise, kalp o kadar daha fazla çalışır ve yorulur.

    Sağlıksız yaşam koşulları
    Yemek, uyku ve dinlenme saatlerinin düzensiz oluşu, bedenen ve ruhen yıpratıcı yaşam koşulları kalbin yorulmasına ve vakitsiz yıpranmasına neden olur.

    Şişmanlık
    Kalbi yoran en önemli faktörlerden biridir. Şişmanlar, genellikle kısa ömürlü olurlar.

    Cinsel yaşam
    Cinsel yaşamın düzensizliği, vakitsiz gelen iktidarsızlık kişiyi ruhsal bunalıma iterek, sinirlerinin yıpranmasına yol açar. Bu da kalbi yorar ve yıpratır.

    HİPERTANSİYON
    Sürekli yüksek tansiyondur. Yorgunluk, uykusuzluk, aşırı yeme, hızlı hareket gibi nedenlerle tansiyon yükselebilir. Ancak, sürekli değildir. Hipertansiyon ise kalbi idare eden sinir sisteminin aşırı hassaslaşmasından, ileri yaşlarda görülen damar sertliğinden, kanın katılaşmasından, böbrek rahatsızlığından (nefrit) ileri gelir. Hipertansiyonda kalp büyür ve felçlere neden olabilir.

    Belirtileri

    * Sürekli baş ağrısı ve baş dönmesi
    * Dengesizlik
    * Görmede zayıflık ve gözler önünde sinekler uçuşması
    * Çarpıntı
    * Nefes darlığı
    * Kulaklarda çınlama
    * El ve ayakların sürekli üşümesi
    * Bacaklarda sık sık kramplar
    * Uykusuzluk
    * Hafıza zatıflığı
    * Geceleri ellerde karıncalanma

    Bitkilerle tedavi
    Aşağıdaki bitkiler hipertansiyon tedavisinde iyi sonuç verirler :

    * Sarmısak
    * Alıç çayı
    * Limon kürü
    * Ökse çayı
    * Zeytin yaprağı çayı

    SÜREKLİ DÜŞÜK TANSİYON
    Genellikle büyük iç kanamalardan veya sebebi bilinmeyen nedenlerden olabilir. Yetersiz beslenme, vitamin eksikliği, bazı ilaçların yan etkisi de tansiyonu düşürür.

    Belirtileri

    * bitkinlik,
    * baygınlık,
    * el ve ayaklarda üşüme ve morluk,
    * ayağa kalkınca baş dönmesi ve göz kararması,
    * çabuk yorulma

    Bitkilerle tedavi
    Aşağıdaki bitkiler tedavide iyi sonuç verirler :

    * Isırganotu
    * Adaçayı
    * Mersin yaprağı
    * Tarçın
    * Badem
    * Fındık
    * Bal, polen, arı sütü
    * Şalgam
    * Kırmızı pancar

    KALP SPAZMI (anjin dö puatrin)
    Kalbi besleyen atardamarların kireçlenme ve kolesterol sonucunda daralması, böylece daha az kan geçebilmesi nedeniyle ortaya çıkar. Yemeklerden sonra veya süratli yürüme, merdiven çıkma, soğuk hava teneffüs etme sırasında zaman zaman sol göğüste bir ağrı hissedilir. Bu ağrı sol omuza ve sol kola kadar yayılır ve hastaya nefes aldırtmaz. Daha çok erkeklerde görülür. Genellikle 5-10 dakika sürer. Kalp spazmının en önemli yanı, Enfarktüse yol açmasıdır.

    Bitkilerle tedavi
    Aşağıdaki bitkiler tedavide iyi sonuç verirler :

    * Alıç çayı
    * Anason
    * Kimyon

    ENFARKTÜS
    Önemli ve tehlikeli bir kalp rahatsızlığıdır. Fransa'da ölümlerin % 20'si enfarktüsten olmaktadır.
    Kalbin bir bölgesinin, oraya besin ve oksijen taşıyan atardamardaki bir pıhtı ile tıkanması sonucu aniden ölmesidir.

    Nedenleri

    * Atardamar iltihabı
    * Kanda pıhtılaşma
    * Kolesterol veya kireçlenme sonucu atardamarın iç çeperinin daralması ve sertleşmesi
    * Kalp spazmı

    Belirtileri

    * Kalpte korkunç bir sancı ve sıkıntı
    * Sol kolda sancı
    * Bazen kusma ve geğirme
    * Solgunluk ve gözün parlaklığını yitirmesi
    * Tansiyon düşüklüğü

    Bitkilerle tedavi
    Aşağıdaki bitkiler gerek krizden önce, gerekse kriz sırasında kullanılırsa tedavide iyi sonuç verirler :

    * Alıç çiçeği ve meyvesi
    * Dişotu
    * Limonlu sarmısak

    MİTRAL YETERSİZLİĞİ
    Mitral, kalbin sol bölümünde, sol kulakçık ile sol karıncık arasındaki kapaktır. Bu kapakçık, kalbin iç kısmının iltihaplanması sonucunda iltihaplanır, sonra kalınlaşıp sertleşir ve iyi kapanamaz. Hasta, 1-2 yıl pek birşey hissetmez. Sonra çarpıntı, nefes yetmezliği ve sık sık derin nefes alma ihtiyacı duyulur. Bu hastalı insanı öldürmez ama, yaşam hızını azaltır.
    Tedavisi için, kanı mikroplardan temizleyen baharatlar (taçın, karanfil, karabiber, zencefil, kekik) sık sık kullanılmalıdır. Ayrıca, yılda 2 kez, 10-15 günlük limonlu sarmısak kürü yapılmalıdır.

    DAMAR SERTLİĞİ
    Kanda biriken ve balmumu kıvamındaki kolesterol, damarların iç yüzeyini kaplar ve damar iç dokusunun sertleşmesine yol açar. Sertleşen damarlar kan nakli görevini yapamazlar ve çapları küçüldüğü için de kan basıncı artar ve tansiyon yükselir.

    Nedenleri

    * Aşırı alkol
    * Şişmanlık
    * Damla (gut) hastalığı
    * Şeker hastalığı
    * Frengi
    * Yanlış beslenme
    * Sinir bozuklukları

    Belirtileri

    Belirtiler başlangıçta hafiftir, zira bu hastalık yavaş ve uzun sürede meydana gelir.
    * Bedensel ve ruhsal çalışma gücünde azalma
    * Gündüzleri bile uyuma ve uyuklama
    * Zayıflık ve solgunluk
    * Hafıza zayıflığı
    * Çabuk yorulma ve kalp çarpıntısı
    * Sık idrara çıkma

    Bitkilerle tedavi
    Aşağıdaki bitkiler sürekli kullanılırlarsa tedavide iyi sonuç verirler :

    * Bol kükürt ihtiva eden sarmısak, soğan, turp vb. yenmelidir.
    * Zeytin yaprağı
    * Zerdeçal
    * Enginar yaprağı
    * Servi tohumu
    * Limon
    * Elma

    VARİS
    Bacaklardaki toplardamarların bozulmasıdır.

    Nedenleri

    * Hareketsizlik ya da yeterli hareket etmeme
    * Sürekli ayakta kalma
    * Çorap bağı, korse, sıkan ayakkabı gibi şeyler giyilmesi
    * Aşırı ve yağlı şeyler yeme
    * Hamilelik
    * Aşırı alkol ve sigara

    Belirtileri

    * Kalçalarda, bacak ve baldırlarda ağrılar
    * Ayaklarda yanma ve makatta kaşıntı
    * Ayak damarlarına şişmeler, siyah iplikler ve düğümler oluşur
    * Bacaklar gülle gibi ağırlaşır
    * Ayaklarda sürekli üşüme ve kısmi felç
    * Bacak, baldır ve kalçada kramplar
    * İleri aşamalarda, baldırlarda ödem, ekzama ve yaralar oluşur.
    * Varis makatta olursa buna HEMOROİD adı verilir.

    Bitkilerle tedavi
    Aşağıdaki bitkiler sürekli kullanılırlarsa tedavide iyi sonuç verirler :

    * Sodalı ve şaplı banyolar
    * Sık sık ve hızlı yürümek
    * Zeytinyağı ile masaj
    * Zulumba, üzerlik tohumu, nöbet şekeri karışımı
    * Hemoroid için atkestanesi, civan perçemi, servi kozalağı, maydanoz ve patates lapaları

    KANSIZLIK
    Genellikle, kandaki alyuvarların azalması şeklinde ortaya çıkar.

    Belirtileri

    * Yüz daima solgundur
    * El ve ayaklar daima üşür
    * Kulaklarda sık sık çınlama olur
    * Kalp çarpıntısı olur
    * İştahsızlık, çabuk yorulma vs. gibi belirtiler görülür.

    Nedenleri

    * Kanamalar (hemoroid, mide-barsak ve regl kanamaları gibi)
    * Kan yapan organların yeterli çalışmaması (dalak, ilikler, karaciğer)
    * Beslenmede yaşa göre yeterli demirin alınmaması

    Bitkilerle tedavi
    Aşağıdaki bitkiler sürekli kullanılırlarsa tedavide iyi sonuç verirler :

    * 1 lt şaraba 1 yemek kaşığı öğütülmüş rezene tohumu katılır, 1 hafta sonra süzülerek, günde 5-6 tatlı kaşığı içilir.
    * 1 su bardağı siyah kuru üzüm + 8 bardak su + 1 yemek kaşığı pelin otu orta ateşte kaynatılır, soğuyunca süzülüp günde 3-4 bardak içilir.
    * Kınakına şurubu içilmelidir.
    * Enginar, yulaf ezmesi, kayısı, tere, erik, üzüm, maydanoz, havuç, ıspanak, mercimek ve soya bolca yenmelidir.

    KOLESTEROL
    Kolesterol, tüm canlıların bünyesinde bulunan ve vücudumuzda özel görevleri olan ancak, kandaki oranı belli sınırları aşınca zararları görülen bir maddedir.
    Sağlıklı bir insanda kolesterol oranı, 100gr kanda 250mg'dır.
    Bilinen görevleri şunlardır :

    * Deri altında, mikroplara karşı koruyucu bir baraj görevi yapar.
    * Kanda, alyuvarları zararlı maddelere karşı korur ve bir nevi zırh görevi yapar.
    * Sinir dokuları içerisinde, onların dayanıklı olmasını sağlar.
    * Çeşitli dokularda su dengesini sağlar.

    Kolesterol dengesinin bozulma nedenleri

    * Hayvani yağlardaki kolesterol, kullanılmış kolesteroldur ve işe yaramadığı gibi, kanda oranı artınca damarlarda tortu yapar.
    * Vücutta kolesterol üreten ve kolesterolü dengeleyen organların iyi çalışmaması (böbrek üstü bezleri, yumurtalıklar, husyeler, tiroid bezesi, karaciğer, safra kesesi, barsaklar, akciğer, ciltteki ter bezesi)

    Neden olduğu rahatsızlıklar

    * Kandaki nötr yağ oranının artması
    * Vücutta yağ lekeleri oluşması
    * Parmaklarda, omuzda, dizlerde ve kalçada yağ urları meydana gelir.
    * Göz kapaklarında sarı lekeler oluşur ve gece körlüğü yapar. (tavuk karası)
    * Siroz : Safra kanalının tıkanması, karaciğer ve dalağın şişmesi ve safra taşının oluşması
    * Damar sertliği : Kanda biriken kolesterol kan damarlarının iç yüzeyine yapışır ve damar sertliğine yol açar.

    Belirtileri

    * ciltte sarı lekeler,
    * göz altında siyah halkalar,
    * gözün beyaz kısmında sarı lekecikler,
    * terin ve nefesin ağır kokması,
    * ağızda acılık hissi,
    * baş ağrısı ve başta ağırlık hissi,
    * görme zayıflığı,
    * baş dönmesi ve beyinde boşluk hissi,
    * hazımsızlık ve iştahsızlık,
    * genel yorgunluk ve ruhi bunalım,
    * uykusuzluk,
    * sol kolda ve kalp üzerinde zaman zaman ağrılar.

    Bitkilerle tedavi
    Aşağıdaki bitkiler sürekli kullanılırlarsa tedavide iyi sonuç verirler :

    * Yemeklerde zeytinyağı, mısır, ayçiçeği, haşhaş ve aspir yağları kullanılmalıdır.
    * Sarmısak (günde 2-4 diş, çiğ olarak yenmelidir)
    * Enginar, soğan, pırasa, havuç, kereviz, soya fasulyesi, lahana, tere, maydanoz, turp bol yenmelidir.
    * Kiraz, limon, çilek, elma, üzüm, şeftali, armut, muz gibi meyveler de yenebilir.
    * Ardıç tohumu
    * Mısır püskülü
    * Zeytin yaprağı
    * Zerdeçal
     
     
     
    [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 

    Kalp hastalıklarının bazı belirgin belirti­leri vardır. Hasta bu belirtileri çoğu kere kendiliğinden fark eder ve durumundan endişe duyar. Hastayı hekime gitmeye zorlayan ve erken teşhisi sağlayan işte bu endişedir. Bu erken teşhisin hastayı kurtarma şansını ne kadar artırdığı ileri­de daha iyi anlaşılacaktır. Göğsün sol yanında, omuza ve sol kola kadar yayı­lan ve hastada bir sıkıştırma duygusu yaratan yürek darlığıyle birlikte ve özel­likle sıkı bir çalışmadan sonra başgöste­ren ağrı, anjin dö puatrinin bir belirtisi olarak düşünülmelidir. Kalp hastalarında görülen işlevsel bo­zuklukların en yaygını solunum güçlü­ğüdür. Solunum güçlüğü, soluk almada karşılaşılan güçlükler, soluk kesilmesi­dir. Daha çok yoğun çalışmalardan son­ra görüldüğü gibi, hasta yatarken de meydana gelebilir. Solunum güçlüğü nöbetleri astım krizlerini de andırabi­lir.
    Doğuştan yapı bozukluklarında, akciğer hastalıklarında ve solunum güçlüğünde olduğu gibi kandaki oksijen miktarı azalırsa ya da kalp yetmezliğinde gö­rüldüğü gibi kan dolaşımındaki bir ya­vaşlama oksijen iletimini aksatırsa deri morumsu mavi bir renk alır. Bu duruma siyanoz âdı verilir. Beyne gelen kan miktarının azalması baygınlığa yolaçabilir. Baygınlığa kalp durması, karıncık fibrilasyonu gibi durumlarla birlikte heyecan, aşırı sıcak hava, uzun süre ayak­ta durmak da yolaçar. Baygınlığı bu nedenlere bağlı sanarak küçümsememek gerekir. Çünkü bilinmeyen bir has­talığın habercisi olabilir. Kan tükürme olayları, ikili kapakçık da­ralmasında görülebilir. Kan tükürme kimi zaman o kadar artar ki veremden ileri gelen kan türükmelerini andırır. Kalp çarpıntılarına birçok durumda rastlamak mümkündür. Ancak bu çar­pıntılar ciddi bir bozukluktan çok sinir­sel uyarılmaların bir belirtisidir. Kalp atışlarının hızlanması (taşikardi) heye­can, aşırı yorgunluk gibi patolojik özel­lik taşımayan birçok durumlarda görü­lür. Çabuk heyecanlanan bir kişinin kalp atışları hızlanır; bu doğaldır. Fakat kriz halinde ortaya çıkan taşikardi önem­li bir hastalığın habercisidir. Buna karşı­lık kalp atışlarının yavaşlaması (bradi-kardi) durumuna daha az rastlanır. Kalp atışları sarılık ve kafatasının basınç al­tında kalması gibi durumlarda yavaşlar. Sporcularda görülen kalp yavaşlaması durumu ise fizyolojiktir. İvegen bir dolaşım yavaşlaması yüzün soluklaşması ile ortaya çıkar. Alında ter birikir, eller ve ayaklar soğur, yorgunluk belirtileri görülür. Kanamalar, yaralan­ma, berelenme, anafilaksi şoku (şırınga­dan sonra ortaya çıkan solunum aksak­lığı ve fenalık belirtisi) bulaşıcı hastalık­lar ya da miyokard enfarktüsü sırasında ortaya çıkan bu duruma kolaps denir. Ayak bilekleri ile bacakların şişmesi ile başgösteren ödemler kalp ile ilgili iseler tehlikeli sayılmalıdırlar. Kalp hastalık­larının gelişmesi içinde görülen öteki belirtiler de ateş, bulantı, kusma ve sık işemedir.


      Similar topics

      -

      Forum Saati Paz Nis. 28 2024, 00:11