Anasayfa
Yaş
tarafından KALICI SAÇ DÖKÜLMESİ:
Saç dökülmesinin nedenleri birden fazla olduğu için tedavi ve getirilen çözümler de çeşitlilik gösterir. Atılması gereken en önemli adım saç dökülmesi nedenini belirlemektir.
I. GENETİK DÖKÜLMELER: (ANDROGENETIC ALOPECIA)
Saçlarla ilgili genetik bilgiler anne ve babadan geldiği için genetik sebeplere bağlı dökülmelerde çekingen gen anne veya baba tarafından gelmiş olabilir. Dikkatle altını çizmek istediğimiz ayrıntı bu genin anne ve babadan değil anne tarafı veya baba tarafından gelmiş olabileceğidir. Yani gen yedi kuşak öncesine dayanan bir yolculuk yapmış olabilir. Anne babası kel olmayan bir çocuk 3-5 kuşak önce kel olan bir amcanın, dayının, dedenin vb. genini taşıdığı için saç sorunu yaşayabilir. Bu durumda yapılacak dikey ve yatay biyopsi işlemlerini takiben hastaya sunulacak kalıcı bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Maalesef günümüz teknolojisi genler üzerinde değişiklik yapılmasına hala izin vermiyor. Bu tür dökülmelerde tıp çaresiz kalırken diğer alternatif çözümler öne çıkmaktadır.
II. HASTALIKLARA BAĞLI DÖKÜLMELER
a) ALOPECIA AREATA
Alopesi Areata, nedeni henüz tıpta belirlenememiş olan, vücudun kendi savunma mekanizması ile ilgili sorunlardan kaynaklanan bir hastalıktır. Hastalık, ani olarak saç derisinde hiç iz bırakmadan ve birden bire vücudun verdiği bir sinyalle, saç hücrelerindeki aktivitelerin durmasına bağlı saçsız kalan yamalar şeklinde başlar. Bu yamalar saçlı deride yer değiştirebilir ve yapılan tedaviler yeni bir yamanın oluşmayacağını garanti edemez.
Hastalık, eğer bütün saç derisindeki saçların kaybına yol açmış ise AREATA TOTALIS, bütün vücuda yayılmış ise AREATA UNIVERSALIS adını alır.
Hastalığın genetik bilgilerle ilintisi olduğu ispat edilmiş olmasına rağmen ilk yamanın oluşmasına sebep olan ateşleyici etkenin vücuda giren bir virüs mü yoksa savunma mekanizmasına bağlı bir bozukluk mu olduğu henüz aydınlatılamamıştır. İlk yaması 30 yaşından sonra oluşan kişilerin ailelerinde bir daha bu hastalığa rastlanmazken 30 yaşın altında hastalığa yakalananların ailelerinde Alopesi Areata tekrar görülmüştür. Tıpta kesin tedavisi bulunmamaktadır. Bazı Areata hastalarında saçsız yamanın yer değiştirmesi 3-4 yıl gibi bir sürede durabilir. Bu durumda, saçsız alana rahatlıkla özel saç sistemleri uygulanabilir.
b) DIFFUSE ALOPECIA
Difüz Alopesi, çeşitli ateşli hastalıklar, enfeksiyonlar, ilaçlar, hormonlar, hamilelik gibi pek çok nedenle meydana gelebilir. Hastalık saç derisinin geneline hakim olduğu için ileri evrelere dek fark edilmeyebilir. Nedenlerine bağlı olarak belirli bir dereceye kadar tedavi edilebilen hastalıkta tamamen eskiye dönüş mümkün değildir. Bununla birlikte Difüz Alopeside saçların tamamının kaybı da söz konusu değildir.
III. İLAÇLARA BAĞLI DÖKÜLMELER
Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar, yüksek A vitamini kullanımı, bazı retinoidler ve bazı doğum kontrol hapları saç dökülmelerine sebep olabilir. Bu dökülmeler genellikle ilaç kullanımının son bulmasıyla sonlanır.
IV. STRES VE SAÇ DÖKÜLMESİ
Başlı başına stres de genel saç dökülmelerine sebep olur. Çözümlenmeyen psikolojik baskılar kılcal damarların daralmasına sebep olarak kan dolaşımını yavaşlatır. Beslenemeyen saç hücreleri de buna bağlı olarak aktivitelerini yavaşlatır ve saç dökülmeye başlar. Her ne kadar psikiyatrik tedaviler kişiye yardımcı olsa da bazen strese bağlı dökülmeler yıllar içerisinde kalıcı dökülmelere sebep olarak kişiyi, uygulanan ilaç tedavisinde sonuçsuz bırakabilir.
V. KAZALARA BAĞLI SAÇ KAYBI
Trafik kazaları ve yangın başta olmak üzere bazen kişiler kaza sonucu saç derisinin bir bölümünü ya da tamamını kaybedebilirler. Bu durumda yapılan deri nakli kişinin yaşamını sürdürmesine imkan tanıyabilir fakat çoğunlukla saçlı deri nakli yapılamadığı için kişinin başında saçsız bir alan oluşur. Eğer açık alan küçük ise “BALON” adı verilen deri genişletme ameliyatları bu tür sorunlara çözüm olabilmektedir. Ancak alan büyük ise maalesef bu kişilere uygulanacak bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
I. İLAÇ TEDAVİLERİ
Günümüzde ilaç sektörü hızla gelişmekte ve bir çok ilaç tedavisi üretmektedir. Bunlardan ancak bir kaçı yan etkileri ve güvenilirliği açısından Sağlık otoriteleri tarafından onaylanmıştır.
Kişilerin anatomik yapıları birbirinden farklı olduğu için bu tedaviler sonuç garantisi verememektedir. Sonuç adı altında bahsedilen ise genellikle var olan saçların dökülmesini geciktirmek ya da bazı durumlarda ise saç derisinde tüylenmelere sebep olabilmektedir. Bu tüyler ise tedavi aracı bırakıldığı zaman tekrar dökülecektir.
Haricen saç derisine uygulanan friksiyon tedavilerin fazla yan etkisi bulunmazken oral yolla alınan hap biçimindeki ilaç tedavilerinin ise erkeklerde göğüs büyümesi ve cinsel isteksizlik gibi hormonal dengesizliklere sebep olduğu ispat edilmiştir.
Vücudumuzda bulunan 5 Alfa redüktöz adlı enzim erkeklik hormonu testosteron ile karşılaşınca DHT (dihydrotestosteron) adını verdiğimiz bir türev üretir, bu hormon ise saç folikülünü daraltarak kan dolaşımını zayıflatır; bu aktivite saç folikülü saç üretemeyecek kadar küçülünceye dek sürer. DHT hormonunu bloke etmek için ağız yoluyla alınan hormonlar ise salgılanan erkeklik hormonu (testosteron) düzeyini etkileyerek maalesef yukarıda bahsedilen hormon dengesizliklerine bağlı sorunlara yol açabilir.
II. SAÇ EKİMİ AMELİYATI
Saç ekimi ameliyatları genellikle saçları yoğunlaştırmada ve viral ya da strese bağlı yamalı dökülmelerde devreye girebilmektedir. Alınan saç hücreleri sınırlı sayıda olacağı için ameliyat hiçbir zaman saçlarını kaybetmiş bir hastanın, saçlarına tamamen geri kavuşmasını sağlayamaz. Ayrıca ekilen saçların sorunsuz bir şekilde büyüyeceğini de hiçbir doktor garanti edememektedir.
Bu, kişinin savunma mekanizmasının ekilen saçları ne ölçüde kabul edeceğine bağlıdır ve maalesef ameliyat öncesi tespit edilememektedir. Ameliyat hiçbir komplikasyon olmadan sonuçlansa da hastanın başında sadece ameliyat izleri kalabilir. En kötüsü, saçlarına kavuşmayı hayal eden hasta, artık daha çok şapkaya ihtiyaç duyarak yaşamını sürdürmek durumunda olabilir.
III. SAÇ YERLEŞTİRME SİSTEMLERİ
Saç yerleştirme sistemi, yarı yüzyılı aşkın süredir insanlığın saç sorununa en ideal çözümü getirebilmiş tek yöntemdir. Eğer Saç Ekimi ve ilaç tedavileri insanlığın uzun zamandır yüz yüze olduğu saç problemlerini çözebilseydi bugün dünyada SAÇ ÜNİTESİ adını verdiğimiz yerleştirme sistemleri bu kadar ilgi görmez hatta böyle bir alternatif dünya piyasasında yaşam bulmazdı.
Saç Yerleştirme Sistemleri kişinin kaybettiği saçlarının tamamını sorunsuz-ameliyatsız bir şekilde kişiye geri kazandırır. Ülkemizde olduğu kadar dünya piyasalarında da her tür ürüne sadece ticari açıdan yaklaşılarak her ürünün fason üretimi yapılabilmektedir.
Konunun uzmanı olmayan ara kuruluşlar ucuz-kalitesiz ve seri üretim saç üniteleri pazarlayarak kişilerin saç sorunu çözmekten çok onları yeni sorunlarla tanıştırmış oldu. Bu ticari zeka, maalesef Hipokrat yemini olan doktorların bile gözlerinde parlayarak saç ekimi uygulamanın hiçbir sonuca ulaştırmayacağı hastaların umutlarını karartmıştır. Hatta saç ekimi ameliyatlarında konunun uzmanı olmayan doktorlarca ölümün eşiğine götürülmüş hastaların sayıları azımsanamayacak derecede fazladır. Aslına bakarsanız müşterilerimizin %50 sinden fazlası saç ekimi ameliyatlarından yadigar kalan yara izlerini kamufle etmek amacıyla saç sistemi kullanmaya başlamışlardır.
Bu olumsuzlukların yarattığı yanlış önyargılar, dünya çapında bizim gibi piyasa lideri kuruluşları yormasına rağmen, Saç Yerleştirme Sisteminin profesyoneller tarafından uygulandığında saçlarını kaybetmiş ve kaybetmekte olan yaklaşık 6 milyar 314 milyonluk dünya nüfusunun yüzde yirmisini oluşturan 1 milyarı aşkın kişi için tek çözüm olduğu gerçeğini değiştirememektedir.
Saç dökülmesinin nedenleri birden fazla olduğu için tedavi ve getirilen çözümler de çeşitlilik gösterir. Atılması gereken en önemli adım saç dökülmesi nedenini belirlemektir.
I. GENETİK DÖKÜLMELER: (ANDROGENETIC ALOPECIA)
Saçlarla ilgili genetik bilgiler anne ve babadan geldiği için genetik sebeplere bağlı dökülmelerde çekingen gen anne veya baba tarafından gelmiş olabilir. Dikkatle altını çizmek istediğimiz ayrıntı bu genin anne ve babadan değil anne tarafı veya baba tarafından gelmiş olabileceğidir. Yani gen yedi kuşak öncesine dayanan bir yolculuk yapmış olabilir. Anne babası kel olmayan bir çocuk 3-5 kuşak önce kel olan bir amcanın, dayının, dedenin vb. genini taşıdığı için saç sorunu yaşayabilir. Bu durumda yapılacak dikey ve yatay biyopsi işlemlerini takiben hastaya sunulacak kalıcı bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Maalesef günümüz teknolojisi genler üzerinde değişiklik yapılmasına hala izin vermiyor. Bu tür dökülmelerde tıp çaresiz kalırken diğer alternatif çözümler öne çıkmaktadır.
II. HASTALIKLARA BAĞLI DÖKÜLMELER
a) ALOPECIA AREATA
Alopesi Areata, nedeni henüz tıpta belirlenememiş olan, vücudun kendi savunma mekanizması ile ilgili sorunlardan kaynaklanan bir hastalıktır. Hastalık, ani olarak saç derisinde hiç iz bırakmadan ve birden bire vücudun verdiği bir sinyalle, saç hücrelerindeki aktivitelerin durmasına bağlı saçsız kalan yamalar şeklinde başlar. Bu yamalar saçlı deride yer değiştirebilir ve yapılan tedaviler yeni bir yamanın oluşmayacağını garanti edemez.
Hastalık, eğer bütün saç derisindeki saçların kaybına yol açmış ise AREATA TOTALIS, bütün vücuda yayılmış ise AREATA UNIVERSALIS adını alır.
Hastalığın genetik bilgilerle ilintisi olduğu ispat edilmiş olmasına rağmen ilk yamanın oluşmasına sebep olan ateşleyici etkenin vücuda giren bir virüs mü yoksa savunma mekanizmasına bağlı bir bozukluk mu olduğu henüz aydınlatılamamıştır. İlk yaması 30 yaşından sonra oluşan kişilerin ailelerinde bir daha bu hastalığa rastlanmazken 30 yaşın altında hastalığa yakalananların ailelerinde Alopesi Areata tekrar görülmüştür. Tıpta kesin tedavisi bulunmamaktadır. Bazı Areata hastalarında saçsız yamanın yer değiştirmesi 3-4 yıl gibi bir sürede durabilir. Bu durumda, saçsız alana rahatlıkla özel saç sistemleri uygulanabilir.
b) DIFFUSE ALOPECIA
Difüz Alopesi, çeşitli ateşli hastalıklar, enfeksiyonlar, ilaçlar, hormonlar, hamilelik gibi pek çok nedenle meydana gelebilir. Hastalık saç derisinin geneline hakim olduğu için ileri evrelere dek fark edilmeyebilir. Nedenlerine bağlı olarak belirli bir dereceye kadar tedavi edilebilen hastalıkta tamamen eskiye dönüş mümkün değildir. Bununla birlikte Difüz Alopeside saçların tamamının kaybı da söz konusu değildir.
III. İLAÇLARA BAĞLI DÖKÜLMELER
Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar, yüksek A vitamini kullanımı, bazı retinoidler ve bazı doğum kontrol hapları saç dökülmelerine sebep olabilir. Bu dökülmeler genellikle ilaç kullanımının son bulmasıyla sonlanır.
IV. STRES VE SAÇ DÖKÜLMESİ
Başlı başına stres de genel saç dökülmelerine sebep olur. Çözümlenmeyen psikolojik baskılar kılcal damarların daralmasına sebep olarak kan dolaşımını yavaşlatır. Beslenemeyen saç hücreleri de buna bağlı olarak aktivitelerini yavaşlatır ve saç dökülmeye başlar. Her ne kadar psikiyatrik tedaviler kişiye yardımcı olsa da bazen strese bağlı dökülmeler yıllar içerisinde kalıcı dökülmelere sebep olarak kişiyi, uygulanan ilaç tedavisinde sonuçsuz bırakabilir.
V. KAZALARA BAĞLI SAÇ KAYBI
Trafik kazaları ve yangın başta olmak üzere bazen kişiler kaza sonucu saç derisinin bir bölümünü ya da tamamını kaybedebilirler. Bu durumda yapılan deri nakli kişinin yaşamını sürdürmesine imkan tanıyabilir fakat çoğunlukla saçlı deri nakli yapılamadığı için kişinin başında saçsız bir alan oluşur. Eğer açık alan küçük ise “BALON” adı verilen deri genişletme ameliyatları bu tür sorunlara çözüm olabilmektedir. Ancak alan büyük ise maalesef bu kişilere uygulanacak bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
I. İLAÇ TEDAVİLERİ
Günümüzde ilaç sektörü hızla gelişmekte ve bir çok ilaç tedavisi üretmektedir. Bunlardan ancak bir kaçı yan etkileri ve güvenilirliği açısından Sağlık otoriteleri tarafından onaylanmıştır.
Kişilerin anatomik yapıları birbirinden farklı olduğu için bu tedaviler sonuç garantisi verememektedir. Sonuç adı altında bahsedilen ise genellikle var olan saçların dökülmesini geciktirmek ya da bazı durumlarda ise saç derisinde tüylenmelere sebep olabilmektedir. Bu tüyler ise tedavi aracı bırakıldığı zaman tekrar dökülecektir.
Haricen saç derisine uygulanan friksiyon tedavilerin fazla yan etkisi bulunmazken oral yolla alınan hap biçimindeki ilaç tedavilerinin ise erkeklerde göğüs büyümesi ve cinsel isteksizlik gibi hormonal dengesizliklere sebep olduğu ispat edilmiştir.
Vücudumuzda bulunan 5 Alfa redüktöz adlı enzim erkeklik hormonu testosteron ile karşılaşınca DHT (dihydrotestosteron) adını verdiğimiz bir türev üretir, bu hormon ise saç folikülünü daraltarak kan dolaşımını zayıflatır; bu aktivite saç folikülü saç üretemeyecek kadar küçülünceye dek sürer. DHT hormonunu bloke etmek için ağız yoluyla alınan hormonlar ise salgılanan erkeklik hormonu (testosteron) düzeyini etkileyerek maalesef yukarıda bahsedilen hormon dengesizliklerine bağlı sorunlara yol açabilir.
II. SAÇ EKİMİ AMELİYATI
Saç ekimi ameliyatları genellikle saçları yoğunlaştırmada ve viral ya da strese bağlı yamalı dökülmelerde devreye girebilmektedir. Alınan saç hücreleri sınırlı sayıda olacağı için ameliyat hiçbir zaman saçlarını kaybetmiş bir hastanın, saçlarına tamamen geri kavuşmasını sağlayamaz. Ayrıca ekilen saçların sorunsuz bir şekilde büyüyeceğini de hiçbir doktor garanti edememektedir.
Bu, kişinin savunma mekanizmasının ekilen saçları ne ölçüde kabul edeceğine bağlıdır ve maalesef ameliyat öncesi tespit edilememektedir. Ameliyat hiçbir komplikasyon olmadan sonuçlansa da hastanın başında sadece ameliyat izleri kalabilir. En kötüsü, saçlarına kavuşmayı hayal eden hasta, artık daha çok şapkaya ihtiyaç duyarak yaşamını sürdürmek durumunda olabilir.
III. SAÇ YERLEŞTİRME SİSTEMLERİ
Saç yerleştirme sistemi, yarı yüzyılı aşkın süredir insanlığın saç sorununa en ideal çözümü getirebilmiş tek yöntemdir. Eğer Saç Ekimi ve ilaç tedavileri insanlığın uzun zamandır yüz yüze olduğu saç problemlerini çözebilseydi bugün dünyada SAÇ ÜNİTESİ adını verdiğimiz yerleştirme sistemleri bu kadar ilgi görmez hatta böyle bir alternatif dünya piyasasında yaşam bulmazdı.
Saç Yerleştirme Sistemleri kişinin kaybettiği saçlarının tamamını sorunsuz-ameliyatsız bir şekilde kişiye geri kazandırır. Ülkemizde olduğu kadar dünya piyasalarında da her tür ürüne sadece ticari açıdan yaklaşılarak her ürünün fason üretimi yapılabilmektedir.
Konunun uzmanı olmayan ara kuruluşlar ucuz-kalitesiz ve seri üretim saç üniteleri pazarlayarak kişilerin saç sorunu çözmekten çok onları yeni sorunlarla tanıştırmış oldu. Bu ticari zeka, maalesef Hipokrat yemini olan doktorların bile gözlerinde parlayarak saç ekimi uygulamanın hiçbir sonuca ulaştırmayacağı hastaların umutlarını karartmıştır. Hatta saç ekimi ameliyatlarında konunun uzmanı olmayan doktorlarca ölümün eşiğine götürülmüş hastaların sayıları azımsanamayacak derecede fazladır. Aslına bakarsanız müşterilerimizin %50 sinden fazlası saç ekimi ameliyatlarından yadigar kalan yara izlerini kamufle etmek amacıyla saç sistemi kullanmaya başlamışlardır.
Bu olumsuzlukların yarattığı yanlış önyargılar, dünya çapında bizim gibi piyasa lideri kuruluşları yormasına rağmen, Saç Yerleştirme Sisteminin profesyoneller tarafından uygulandığında saçlarını kaybetmiş ve kaybetmekte olan yaklaşık 6 milyar 314 milyonluk dünya nüfusunun yüzde yirmisini oluşturan 1 milyarı aşkın kişi için tek çözüm olduğu gerçeğini değiştirememektedir.
