İdrar Kaçırma Uyeols10
GÖNÜLLİMANİ PAYLAŞIM PLATFORUMUNA HOŞGELDİNİZ
GÖNÜLLİMANİ FORUM'dan Yararlanmak İçin Lütfen ÜYE Olunuz! İyi Forumlar...


Join the forum, it's quick and easy

İdrar Kaçırma Uyeols10
GÖNÜLLİMANİ PAYLAŞIM PLATFORUMUNA HOŞGELDİNİZ
GÖNÜLLİMANİ FORUM'dan Yararlanmak İçin Lütfen ÜYE Olunuz! İyi Forumlar...

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    İdrar Kaçırma

    CooL
    CooL
    ADMİNİSTRATOR

    ADMİNİSTRATOR


    Yaş Yaş : 38
    Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 1384
    Kayıt Tarihi Kayıt Tarihi : 09/05/09

    Yeni İdrar Kaçırma

    Mesaj tarafından CooL Salı Eyl. 29 2009, 11:20

    Çocuklarda İdrar Kaçırma Nedenleri

    Enüresis nokturna gece uykuda iken istemsiz olarak idrar kaçırmaktır. Hem anne baba hem de etkilenen çocukta sosyal ve psikolojik problemlere yol açan sıkıcı bir durumdur. İdrar kontrolü sağlamanın yaşı anne babanın beklentilerine, sosyal ve kültürel faktörlere bağlı olmakla birlikte genel kabul gören 5 yaş civarıdır. Ancak ailelerin sıkıntısı esas olarak sosyalleşmenin başladığı 7 yaş civarında belirgin hale gelir ve çare arayışı başlar. 5 yaşındaki çocukların yaklaşık %15'i gece idrar kontrolünü sağlayamamıştır. Neyse ki bu oran hiçbir tedavi uygulanmasa bile 10 yaşında %5'e ve 15 Yaşında %1'e kadar geriler. Gece idrar kaçırma erkek çocuklarda kızlardan %50 daha fazla görülür. Anne babadan birinde varsa çocukta gece idrar kaçırma oranı %43, her ikisinde de varsa %77 olarak bulunmuştur. Etkilenen çocukların %15'inde gündüzleri de idrar kaçırma, sık idrara gitme, ani sıkışma hissi gibi idrar sistemine ait diğer belirtiler de varken çok büyük kısmında başka hiçbir şikayet veya bulgu olmaz.

    Enüresis nokturna bir hastalıktan ziyade bir bulgudur. Bu bulguyu açıklamak için henüz hiçbiri kesinleşmemiş genetik, davranışsal, psikolojik, nörolojik ve uyku bozukluğu ile ilgili birçok teori mevcuttur. Gerçekten de uyandırma güçlüğü birçok ebeveynin ortak şikayetidir. Ancak yapılan gözlemler idrar kaçırması olmayan çocukların uykusunun da benzer derinlikte olduğu yönündedir. Bu çocuklarda psikolojik bir bozukluk saptandığında idrar kaçırmanın sebebi değil sonucu olma ihtimali daha yüksektir. Gece idrar kaçırması olan çocuklarda idrar sistemine ait bir hastalık bulunma ihtimali %1'in altındadır. Özellikle kuru bir dönem geçirdikten sonra idrar kaçırmaya başlayan çocuklarda organik bir sebep bulunma ihtimali fazladır. Bu nedenle bu çocuklarda dikkatli ve ayrıntılı incelemeler yapmak gerekir. Özellikle kız çocuklarında ani başlayan idrar kaçırma kıl kurdu gibi paraziter bir hastalığın belirtisi olabilir. Gece idrar kaçırma probleminin değerlendirilmesinde dikkatli bir hastalık öyküsü ve fizik muayene ile idrar tetkiki genellikle yeterli olur. Ancak idrar sistemi ile ilgili herhangi bir problemden şüphelenildiğinde röntgen, ilaçlı böbrek filmleri, ultrason ya da mesane basıncı ve kapasitesini ölçen daha ileri tetkikler de yapılabilir.

    Tedavisi Nedir?

    Uykuda idrar kaçırmanın tedavisinde ilaç tedavileri ve davranış değişikliği sağlayan tedaviler olmak üzere iki ana yöntem vardır. Verilen tedavi ne olursa olsun etkinliğini ölçmek ve değerlendirmek zordur. Çünkü etkilenen çocukların her yıl %15'i kendiliğinden düzelmektedir. Gece idrar kaçırma hakkında aileler ve hekimlerin tutum ve beklentileri farklılıklar göstermektedir. Yapılan anketlerde ebeveynlerin %60'ı yatak ıslatmayı önemli bir sorun olarak görmezken, %35'i çocuğu cezalandırmayı gerektirecek kadar önemli bir sorun olduğuna inanmaktadır. Hekimlerin %90'ı uykuda idrar kaçırmanın mutlaka tedavi edilmesi gerektiğine inanırken bu oran ailelerde %60 civarındadır. Yine ailelerin yaklaşık %90'ı idrar kaçırma tedavisi için ilaç kullanma seçeneğine sıcak bakmamaktadır. Bu düşüncenin yerleşmesinde, özellikle ülkemizde yaygın bir yanlış inanış olan uykuda idrar kaçırma tedavisi için kullanılan ilaçların ileride kısırlık sebebi olacağı endişesi rol oynayabilir.

    Kullanılan ilaçların mantığı mesanenin fonksiyonel kapasitesini arttırma veya gece oluşan idrar miktarını azaltma prensibine dayanır. Mesane kapasitesi arttıkça daha fazla miktarda idrar daha uzun süre mesane içinde tutulabilir. Bu tip ilaçların ayrıca uyku esnasındaki istemsiz mesane kasılmalarını önleyici etkisi de vardır. Normal insanlarda vücutta sıvı tutulmasını sağlayan ve dolayısıyla oluşan idrar miktarını azaltan vazopressin adlı hormonun kan seviyesinin uyku esnasında arttığı, ancak gece idrar kaçıran çocuklarda bu artışın olmadığı gösterilmiştir. Bu hormona benzer etki gösteren ilaçların yatmadan hemen önce alınması ilaç tedavisinin bir diğer formudur.İlaç tedavilerinin etkinliği kullanıldıkları sürece oldukça etkiliyken tedavi bırakıldığında nüks ihtimali %80'lere kadar çıkmaktadır. Bu durum araştırıcıları ilaç dışında davranış değişikliği sağlama gibi başka tedavi seçenekleri geliştirmeye yönlendirmiştir. Bu yöntemlerin en popüler olanı alarm tedavisidir. Çocuğun iç çamaşırının içine yerleştirilen ve en ufak bir ıslaklık olduğunda aktive olarak çıkardığı ses ile çocuğu uyandıran basit bir cihazdır. Burada amaç çocuğun idrar torbasının dolduğunu algılamasını sağlamaya yönelik şartlandırmadır. Başlangıçta çocuk çıkan sese bir anlam veremez ve ilk günlerde alarma rağmen idrar kaçırma devam edebilir. Bu dönemde ebeveyn sabırlı olmalı ve çocuğun tam olarak uyanması ve kendine gelmesine yardımcı olmalıdır. Genellikle birkaç hafta içersinde çocuk sesi duyar duymaz idrarını tutar ve sonunda mesane dolduğunda daha idrar kaçırma olmadan kontrolü sağlayabilecek bir şartlı refleks oluşur. Alarm tedavisinin en iyi tarafı hiçbir yan etkisinin olmamasıdır. Ayrıca idrar kontrolü sağlandıktan sonra alarm tedavisi bırakıldığında nüks ihtimali ilaçlara nazaran oldukça azdır. Nüks olduğunda tedaviye tekrar başlanabilir. Bazı dirençli vakalarda alarm tedavisini ilaç tedavileri ile kombine etmek gerekebilir.

    Diğer bir davranışsal tedavi yöntemi mesane kapasitesini arttırmaya yönelik mesane eğitimidir. Burada amaç idrar yapmalar arasındaki süreyi giderek arttırmaktır. İlk idrar hissinden sonra çocuğa mümkün olduğu kadar uzun süre idrarını tutması telkin edilir. Alarm tedavisi ile birlikte uygulandığında başarı şansı artar. Ancak idrar sistemine ait organik rahatsızlığı olan çocuklarda kesinlikle uygulanmamalıdır. Hangi tedavi uygulanırsa uygulansın çocuk muhakkak motive edilmeli ve kuru geceler ödüllendirilmelidir. Bu sayede çocuğun özgüveni arttırılmalı ve bu problemle başa çıkabilmesinde destek olunmalıdır. İdrar kontrolünü sağlayabilmiş hiçbir çocuk bilinçli olarak idrar kaçırmaz. Bu nedenle idrar kaçıran çocuk asla cezalandırılmamalıdır. Verilen cezanın problemin çözümünde katkısı olmadığı gibi zaten hassas olan bu çocukların psikolojilerinin daha da bozulmasına neden olabilir
    ÖZET
    Gece idrar kaçırma büyük oranda kalıtımsaldır. Çocuğun hatası yoktur. Her yıl %15'i kendiliğinden düzelir.
    Tedaviye başlamadan önce idrar sistemine ait organik bir hastalık olup olmadığı mutlaka tespit edilmelidir. Bunun için de çocuk mutlaka bir üroloji uzmanı tarafından muayene edilmelidir.
    Tedaviye başlarken çocuk cesaretlendirilmeli, aile ve yakın çevresinin desteği sağlanmalıdır.
    Çocuk asla cezalandırılmamalıdır.
    Başlangıç tedavisi için en uygun yöntem alarm tedavisidir.
    İlaç tedavilerinin ileride kısırlığa yol açtığı inanışı yanlıştır.
    Başarılı bir tedaviye rağmen nükslerin olabileceği bilinmelidir.



      Forum Saati Paz Nis. 28 2024, 10:17